31 Ocak 2012 Salı

Bir İsmail Klasiği



İsmail Köybaşı klasiği ile başladı maç. Saçma sapan bir yere saçma sapan bir hızda acayip bir pas attı ve dönüşü gol oldu. Bir çok yerde Ekoko ya yüklenmiş gol alakası yok dengesiz yakalanıyorsun. Troisi topa vurmadan zaten vuramadı da ayağını yere çarptı Rüştü beyler kendini çoktaaan bırakmıştı zaten.

Ernst'in yorgunluğu ilk dakikadan belli olurken Fernandes'in oyunu Simao ve Q7 ile oynadığı isteksiz artislik günlerine geri dönmüştü her ne kadar kırmızıdan önce kendine açık bir fauk yapıldıysa da gereksiz olarak çokla top oynadığı bir maçtı. Bir takımın kaptanı 2 ay piyasadan sakatım diye yok oluyorsa geri dönüşü böyle olmamalı maçı tek başına almalı. Maales Q7 nin pek umrunda değil her ne kadar bitik olaslar da 19 da Pektemek 25 de Necip in bulduğu pozisyonlarda Q7 ve Simao'nun parmağı vardı ama sorun diri olmamaları.

Oyuna sonradan giren Holosko beraberliği getircek pozisyonu yarattı ama Edu bitiremedi. Burak Kaplan bu iki futbolcudan da önce düşünülmesi gerekiyor artık çünkü ikisi bir adam etmiyor. Zaten Holosko'nun pozisyon öncesi koşusu tam şans işi. Beşiktaş'ta ne yaptığını bilen adam yok.

Ama bu takım gerçekten çok yorgun en azından hücum da ve orta sahada rotasyon şart.

Kayserispor inanılmaz dirençsiz ve net bir biçimde kötü bir takım dün de hiçbir şey oynamadılar. Ve Beşiktaş  geri dönüş yapabilceği bir maç ı kaçırdı. Kötü mü oldu izlerken moral açısından evet çünkü İso Eko ve Rüştü nun bu takımda ne işi var onların işi var ise Deli İbo, Baki, Amaral neden yollandı. Tanju, İsmail den Toroman Eko dan ne kadar kötü olabilir. Hele Rüştü son iki dakika da yaptıklarına bakın

Sivok, Fernandes reyizler cezalı Mersin Fener Braga Sivas maçları . Allah yardımcımız olsun.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Burası İzmir



Müthiş görüntüler vardı ama Göztepe yaktı 35 inci dakikada tribünleri her ne kadar Pankartı ters açıp Fener'e gönderme yapsalar da bu görüntü maçın önüne geçti canlı olarak izlemesi gerçekten çok zevkliydi. TRT'de gösterilen in aksine Göztepe maça müthiş başladı ilk 10 dakika da çok net 2 pozisyondan yaralanamadılar daha doğrusu eski Göztepe kalecisi Bülent izin vermedi. Maçın son 20 dakikası dışında daha akıllı ve iyi oynayan taraf Göztepe idi Theo Weeks çok iyi oynadı ve bütün ataklarda baş rol oynadı Aydın'da ona ayak uydurdu fakat Göztepe'nin Amerikalı forveti.... Aslında sorun bu Amerikalı eminim basket takımında daha iyi oynar. KSK 12inci dakika da golü buldu. Maç boyunca koşma tuşu basılı kalan Agbetu topla müthiş döndü sola aktardığı top ta nefis orta ve 12 inci dakika da KSK nın gölü geldi. KSK bu dakika dan itibaren tam bir Bank Asya topu oynadı şişir şişir şişir. KSK'nın defans ile orta sahası arasındaki 30 metrelik boşluk taaaaaaaaaaaaaaaaaaa tribunden gözüküyordu. Göztepe ikinci yarıya da iyi başladı bu devrede de Bülent Ataman'ın biri çizgiden olmak üzere iki top çıkararak galibiyette çok önemli rol oynadı ve KSK kaptanı olarak porfesyonellik dersi verdi. İlk yarı çok iyi olan KSK taraftarı  ikinci yarı da Göztepe düşene kadar sustu 70 inci dakikada buldukları kontraatakla onlarda çıldırdı ve takımlarını oyunda tuttular futbol kalitesi düşük olmasına rağmen seyirlik bir derbiydi

29 Ocak 2012 Pazar

Bize her yer Paillade

Formunda herhangi bir düşüş yok aynı disiplin ve istikrar la üzerine koyarak gidiyor Giroud. Dün takımının zorlandığı Nice deplasmanında dakika doksanda Hasan Kabze vari bir füze yollamış ve Montpellier'i yarışta tutmaya devam ediyor, PSG de zor kazanmış. Tam olarak Giroud Bobo'nun bir gömlek değil ancak belki yarım gömlek fazlasıdır ve şu performans ile aradığımız gol makinesidir ne güzel olur hayali bile güzel işte son Nice maçındaki füzesi. Bocaly topu harika getirmiş eklemek lazım
 

27 Ocak 2012 Cuma

O Kadar



karakartal.com


 Çarşı neden Demirören söylemine karşı değil?


Beşiktaş taraftarı olarak bizler kendimizi Çarşı olarak bilinen o büyük şemsiyenin altında hissederiz. Zira Çarşı pek çok konuda bizim adalet ve vicdanımızla örtüşen bir duruş sergilemiştir. Bunun son örneği Van için gösterilen duyarlılıktı. 

Ancak saygınlık zor kazanılan ama çabuk kaybedilen bir haslettir.

Çarşı'nın Pluton'dan Etoo'ya, nükleer santralden Hasankeyf'e kadar pek çok konuda gösterdiği hassasiyeti kendi "varlık nedeni" ile yani Beşiktaş ile de göstermesini beklemek hakkımızdır.

Eğer sevdalısı olduğunuz kulubün başkanı Şike Soruşturması sürecinde Fenerbahçe'yi kurtarmayı kendisine görev edinmişse, eğer sevdalısı olduğunuz kulübün başkanı doğruları dile getiren -geçmişten beri dost olduğumuz- Altay Kulübünün başkanına "otur, haddini bil" demişse ve en beteri de sevdalısı olduğunuz kulübün başkanı "Fenerbahçemiz" sözcüğünü böylesine keyfiyet içinde kullanabiliyorsa, Çarşı'nın da bir tepki göstermesini beklemek hakkımızdır.

Aksi takdirde "Çarşı'nın neye karşı" olduğunu sorgulamaya başlarız ki o takdirde Çarşı'yı "Asi" yapan o A mahsun kalır....

Kusura bakmayın arkadaşlar, geçmişte çokça sorgulanan ve sizleri de çok rahatsız ettiğini bildiğim, "Çarşı - yönetim" iddialarını boşa çıkarmak içir tarihi bir fırsat elinizdedir. Bu fırsatı harcamamanızı tavsiye ederim.

En azından o Denizli maçında dayak yiyen Beşiktaşlılar için...isterim.

Benim duruşum ise şudur: Statta iki elimi havaya kaldırır ve çapraz sallarım

Forzabeşiktaş'ta yani çarşının resmi sitesinde Rıdvan Akar'ın sansürlenen yazısı

26 Ocak 2012 Perşembe

Bırak Git

Beşiktaş tarihinin en kara günü bırak git artık

5 dakikada Beşiktaş

Sevinmek yasak mı?

Edu'dan daha hızlı olduğu kesin Carlos Carvalhal'ın. Maçın sadece özetlerini izlediğimden öyle çok net yorumlar yapamıyacağım ama düşünülenlerin aksine Cenk'in en azından ikinci golde hatası olmadığını düşünüyorum. Ismael Sosa çok net bir gölcü vuruşu yapmış. Arjantin liginden buraya gol kralı olarak geldiğini unutmayalım. Sergen efendi keşke hiç yorumculuğa kalkışmasaydı bir insanın kahramanı yavaş yavaş o insan için haine nasıl dönüşür adeta bunu tüm Beşiktaşlılara göstermek istiyor. Edu'ya sallamış ağır da hemen hemen bütün pozisyonların içinde son seçimleri yanlış olsa da Edu var. Simao'nun asist yapması kendisi açısından çok iyi. Veli ne zaman kaleyi bulup Rapid'deki gollerinden birini atacak hasretle bekliyoruz. Fernandes umarım çabuk toplar. Ve eğer bu haber doğru ise bizlere yazık çünkü Toroman'ın olduğu hiç bir yer olmuyor geri dön 'Sivok' reyiz (en kötu Ersan). 

22 Ocak 2012 Pazar

211

Francesco Totti - Roma (Getty Images)


20 yıl 486 maç 211 gol Tek klüp. Yürüyedur kaptan.


20 Ocak 2012 Cuma

8-2 revenge



Old Trafford'daki 8-2 biten maçın rovanşında bu pazar TSİ ile saat 6 da dev randevu Emirates'te bu sefer Arsenal'de Thierry Henry ve Man Utd'da Scholes'ın geri dönmüş olmaları bu maçı çok ayrı bir güzelliğe bürüyecektir. Ancak bu oyuna bu iki efsane üzerinden değil de şu anda her iki takım adına tarih yazmakta olna RVP, Rooney ve orta shaların karşılaştırmaları olarak bakacak olursak

8-2 lik maçtan bu yana RVP skor anlamında Ronney'e göre takımına daha fazla katkı yapmış takip eden 21 maçta 18 gol 97 dakikada bir gol demek. Rooney'nin Man Utd'da üstlendiği derin oyun kurucu forvet oyunu ise skor anlamında onu daha geri atsa da oyunun yönlendirilmesi açısından RVP'den daha üstün istatikleri var toplamda 946 pas yapıp 1486 kere topa dokunmuş % 82 ile oynuyor ve 3 asisti var.



Orta saha ikilileri açısından istatistikleri izlediğimizde ise genç Ramsey ve Song (inanılmaz formunda) a oranla dynamic duo olarak adlandırabileceğimiz Carrick ve Park bu ikiliye oranla orta sahada tecrübeleri ile daha effektif bir ikili oluşturuyorlar. Genç ikili pas oyununda tecrübeye göre çokdaha iyiler maç başına pas istatistikleri açısından 66 ya 19 gibi olağanüstü bir fark olmasına karşın Carrick ve Park'ın yaptığı pasların %90 yerini bulurken girdiği ikili mücadelerinin %70 ini kazanıyorlar. Ramsey ve Song'un istatiskleri bu ikiliye yakın olmasına karşın daha kötü ortalama % 85 yerini bulan pas ve ortalama %63 ikili mücadele kazanma.


Tabii ki bu maç bu istatistiklerin çok üzerinde bir oyun ve ne süprizlerle karşımıza çıkacağını hiç bilemeyiz. Bu karşılaştırma sadece ileri uç ve orta saha ikilileri arasında ki ufak notlar. Arsenal'in her zaman kırılgan bir defans yapısı ancak akan bir oyunu var. Man Utd deplasmanda Göztepe karşısına çıksa ilk düşündüğü şey savunma. Oyunun sonucunu Arsenal'in hata yapmaya açık çok genç ve tecrübesiz savunması ile Nani ve Valencia tarzı radikal futbolcular belirleyecektir ki çok gezen eve hep arayan Wellbeck opening'i ilk maçtaki gibi yapabilir. Man Utd'ın ise kaledeki zaafı önemli. RVP ve Henry uzak köşeleri görebilir.

18 Ocak 2012 Çarşamba

Nihat Kahveci


Muhteşem Avrupa kariyeri'nden sonra Beşiktaş'a ikinci gelişi ne kendisinin ne de bizim istediğimiz gibi oldu. Futbol hayatı boyunca başarısı ile doğru orantılı olarak bir çok sakatlıkta yaşadı. 2. ci gelişinde hep gol attığı bölgeden hep kaçırmaya başlamıştı. Nihat 32. yaşında sessiz sedasız adam gibi futbolu bıraktı. Bundan sonrası umarım onun için iyi olur.

Rayo Vallecano

Rayo Vallecano Madrid'in 3 üncü takımı geçen yıl Segunda'dan Primere'ya çıktılar ve o zamandan bu yana ekonomik zorluklarla boğuşuyorlar. Klübü tekeline almış Ruiz Mateos ailesinin işleri (halefleri ile beraber) kötüye gittikçe daha doğrusu daha da dolandırdıkça klübün durumu da kötüye gitmeye başladı hali hazırda haklarında vergi kaçırma ve dolandırıclıktan 3 yıl hapis cezaları bulunmakta. Geçen yıl Primera'ya yükselme yarışında Huesca maçına futbolcular 'Ödeme olmadan oynamaya hayır' yazılı pankartla çıktılar zira 9 ayda sadece 2 kere ödeme yapılmıştı. Buna karşılık başkanın karısı  Teresa Rivero Primera'ya yükselme yolunda futbolcularını yeterince profesyonel olmamakla suçlamış bir üst lige yükseldiklerinde paraların ödeneciğini çünkü kocasının sözünün eri olduğunu söylemişti değişen pek bir şey olmadı . Bu ailenın sahibi olduğu Nuevo Rumasa grubunun 700 milyon euro borcu bulunmakta. Futbolcuların bu tavrı klübün sol görüşlü taraftar grupları tarafından büyük destek görüyor ve bu aileyi kulübün başından yollamak için her türlü yola başvuruyorlar. Kendilerini stadın önüne zincirlemek dahil olmak üzere.

Tüm bu kötü mali tablonun aksine Rayo Vallecano Primera'da muthiş olmasa da veteranlar ve kiralıklar dan oluşan kadrosuyla garip işer yapmakta. Alttaki grafikte de görebildiğimiz üzere Rayo Vallecano maç başına 39 top kapma (tackling olmadan pas arası yaparak) bu alanda La Liga'nın ve Avrupa'nın en iyi takımı. La liga da top sürekli Barça da ve Real'de olduğu için bu listeye girmemeleri son derece normal
Bunun yanı sıra ortalama topa sahip olma oranları %51 ve bu alanda onları La Liga 'da 8 inci takım yapıyor. Bu iki faktör birleşince kalelerinde çok fazla şut görmüyorlar. Real Barça ve Malaga'dan sonra bu alanda da iyi anlamda 4 üncü sıradalar ancak sahanın ön bölgesinde yaptıkları bu şok baskı nın getirdiği dezavantajla arkaya atılan topların gol olma ihtimali yükseliyor Ligde yedikleri gol sayısı 27 (10'unu zaten Barça ve Real'den yediler). TD Sandoval'ın açıklamalarına göre ve üstteki net verilere göre Vallecano'nun oyunu büyük oranda Crjuff ve Del Bosque'den esinleniyor. Önde oynadıkları 4-2-3-1 de en önemli görev 2 derin defansif orta sahaya düşüyor. Bu iki orta sahadan biri çapa 3 üncü stoper oynayarak tıpkı Barça örneğindeki gibi sağ ve sol bekleri oyun kurarken öne atıyor. bir diğeri ise destroyer görevi ile orta saha da tam saha pres yapıyor.
(www.zonalmarking.net)
Bu yıl bu oyunları onların lige tutunmasını sağlayabilir ve taraftar ve futbolcuların istediği gibi Mateos ailesinden kurtulabilirlerse bu takım için daha güzel günler başlayabilir. Umarız....

17 Ocak 2012 Salı

Retro Football

Sene geçen sene değil, futbolun altın çağları ilk rockstarlar, saçlar bıyıklar disco ve beyazın altın çağları


Sanırım Der Bomber Gerd Müller             Pele dansta

                                                                                         İt's the final countdownnnnn
                                                                       burda muhtemelen Alexander song dan daha küçük
                                            Breitner                            

Fazla söze gerek yok Alman konulu :)

Liseli         

                                                  Allah rahmet eylesin                        


Platini vs Maradona

16 Ocak 2012 Pazartesi

Baskın Basanındır



Herşeyden önce Beşiktaş takımı bütün maçlarına İsmail veEkrem'den oluşan 11'lerle çıksa, Rüştü'nün kalede başladığı bir dünya karması takımı beni çok daha fazla ürkütüyor. Çünkü hatayı biliyor, bekliyor ama ne zaman geleceğini bilmiyorsunuz tıpkı tokat oyunu oynarken tokat sırasının arkadaşınızda olması gibi korkunç bir gerilim. Dün de kendisi sağolsun bu korkuyu bize layıkı ile bir çok pozisyonda yaşattı.

Beşiktaş'ın özellikle İnönü'deki maçlarda rakibin üzerine çökmesi artık bir iç saha oyunu haline geldi ve çoklukla ekmek çıkmaya başladı 2 inci dakikada Edu üzerindeki stresinde verdiği etki ile Carson'u öldürmeye çalışmayıp biraz daha az güç kullansa sezonun en güzel gollerinden birine imzasını atacaktı. 8. inci dakika da ise Necip herzaman yaptığı o ön alan baskılarından birini gerçekleştirip Bursa'nın acemi sağbekini avladı bundan daha önemlis hemen işi bitirdi pozisyonu dikkatli izlerseniz düşünce ile uygulama arasında sadece yarım saniye var Almeida'yı gördü ve kafasına attı. Almeida çok sakin bir ters vuruşla hepimiz yanıltıp golü buldu. Baskıya devam eden Beşiktaş sürekli önde oynuyordu oynamasına rağmen ancak kaptırdığımız topta Turgay kaleye vurabilse bu maç bu kadar kolay olmazdı zaten de değildi. Uzun zaman sonra kötü oynayan Fernandes'in hediyesinde Bursa golü buldu ama reaksiyon hemen yine Bursa'nın zayıf olan sağ kanadından geldi sizleri bilmem ama o top sektiğinde topa koşanın da Edu olduğunu görünce 'solunda VUR' diye bağırdım nitekim inanılmaz vurdu.

İkinci yarı Beşiktaş inanılmaz geri çekildi 70 inci dakikalarda İbrahim bizim ceza alanımıza kadar topla tek başına geldi. Almeida ile Edu yorulunca zaten sarı kartından dolayı ürkek oynayan Ernst ve kötü gününde olan Fernandes nedeni ile Veli, Necip ve sağında solunda iki bomba bulunan 4 lü savunmaya çok yük bindikçe gerilim, baskı ve panik artıyordu Ozan İpek kaçırıp Pektemek atınca artık iş bitmişti. Beşiktaş muhteşem bir galibeyete imza attı. Üstelik Edu ve Almeida'nın golleri ile. Fernandes ne kadar kötü oynasa da 3 gölün yaratılmasında Almeida'ya kestiği harika Aqula ile üstüne düşeni yaptı. Simao'nun içine Holosko girdiği besbelli idi, oyunda kaldığı kısa sürede iki çok önemli top ezdi. Ekrem Edu ve Veli'nin yardımlaşması ile Ozan'a kendini fazla ezdirmedi. Taktiksel anlamda İsmail'in ilerleme göstermesi inanılmaz hala ofsayt ile çok net problemleri var ama önündeki oyuncudan yardım gelince üzerine koyarak oynamaya devam ediyor. Necip'in maç içindeki görevi çok netti, Batalla'nın gölgesi gibi idi görevini net bir şekilde yerine getirip baskısı ile gölü buldurdu.Almeida ise gol attığı maçlarda daha istekli daha inanılmaz oynayabiliyor Egemen ve Veli ile çok güzel işle yaptılar.Bu güzel maç Antalya maçı için bir çok olumsuzluk doğurdu Egemen ve büyük ihtimalle Necip yok Ancak Antalya'da açık oyanayan bir ekip olduğundan istediğimizi alabiliriz.

14 Ocak 2012 Cumartesi

Başımız Sağolsun







Biri si Fenerbahçe'ye, bir diğeri Kıbrıs'a adanmış 2 hayat. Mekanları zaten belli. Başımız Sağolsun

13 Ocak 2012 Cuma

Who's da Man Zlatan auwauwauw

Küçük adamdan büyük marifet üstelik reggae ingilizce çeviri sözleri de burda

Benjamin Corgnet

Hikaye'nin baslangici acisindan kariyeri Muller'e benzemiyor degil. Amatorde takilirken birden profesyonel oluyor. Muller'den farki ise Muller'in en azindan Bayern Munich'in amator takiminda oynarken Bayern Munich tarafindan profesyonel yapilmasi.


Aslinda yetenegi genc yasinda Lyon'un akademisyenleri tarafindan kesfediliyor. Ama ailesinin izni cikmadigi icin egitimine devam ediyor sesini çikarmayan uslu cocuk Benjamin bu esnada amator kumede takilip okullarini da bir bir bitiriyor kaderin yine garip bir cilvesi olarak eskli Lyon oyuncusu Anselmini tarafindan Dijon'a tavsiye ediliyor kendisinde ki yetenegi hemen farkeden Cavcav ruhlu Dijon yoneticilerinin ilk teklifini geri ceviriyor cevabi net sezonu burada bitirecegim (amator takiminda). 2010-2011 yilinda Dijon'a imzayi basiyor. Ligue 2'deki ilk yilinda Yilin Takimina secilip 38 macta forma giyiyor ve Dijon'in ligue 1 a yukselmesinde buyuk pay sahibi oluyor. 1 sene once hafta da 2 antreman dan bu seviyeye yukselmek daha oncelikle basli basina olay.
Corgnet est un gars sollicité(EQ)

24 yasindaki ofansif orta sahanin bu harika cikisi bu yil da devam ediyor zira su ana kadar takiminin attigi 20 golden 7 si kendisine ait. Takimi su anda dusme potasinin ustunde tutmaya calisiyor. Icinde bulundugumuz ara transfer doneminde basta Ingiltere ve Fransa ( Blackburn, Newcastle, Liverpool, Lyon) merceginde de olsa bile butun bu transfer tekliflerini geri cevirip sezon sonuna kadar Dijon'da kalip takimin kumede kalmasina yardimci olmaya calisacagini acikladi. Karakter acisindan onemli ayrintilar.

6 Ocak 2012 Cuma

Gol Sevinci

Rakip golü atmış. E ne de olsa amatör lig gol sevinçleri bile amatör

5 Ocak 2012 Perşembe

İki Farklı Ekoko



Böyle çökerek başladık biz de Eskişehirspor'un üzerine kimse martaval okumasın Eskişehir'in ön alan baskısı Ersun Yanal etkisi diye 10 yıllardır yaptığı gibi rakibi oynatmamak için Yanal takımları ön alanda sadece faul yapıyor kimse kimseyi kandırmasın şok pres diye şok pres Necip le Veli ile yapılır diyerek oynumuza yumuşak geçiş.
Fernandes maçın ilk 15-20 inci dakikasından sonra ne zaman çapa olmayı bırakıp Ernst ve Veli ile sürekli yer değiştirmeye başladı ve ön alan da daha aktif olacağı yerde kendine boşluk yaratmaya başladı işte o zaman çok daha etkili oynamaya başladık hatta müthiş iki koşusu vardı ceza sahasına Sivok ikisin de de topu onüne bırakamadı. Ernst'in böyle bir koşusunda Ekrem'in pozisyonu geldi ve Beşiktaş ilk yarı sonuna kadar Veli Almeida Edu Fernandes ve Ekoko nun da içinde olduğu birçok varyasyon geliştirdi. Ivesa direniyordu.


İkinci yarı bu korner le Fernandes Es-Es in ipini çekti klasik olarak yine kontraya döndük savunma da saçma sapan hatalar başladı anlamsız panik ama buna karşılık iyi kontra ataklar da golle sonuçlanamadı. Yorulan ve yoran Almeida çıkıp Pektemek oyuna girdiğinde herkes gol olacağından emindi ve Pektemek nefis bir golle Es-Es in ipini çekti. İkinci yarıda bir başka göze batan unsur ise Roberto Hilbert'in bu takım için ne kadar önemli bir futbolcu olduğu idi zira ilk yarı hücum aksiyonlarının içinde olan ve göreceli olarak iyi bir oyun ortaya koyan Ekoko 15 dakika da ne kadar çok hata yapılabilirse fazlasını yapmasını başardı sağ bekte oynadığı sınırlı sürede. Veli'ye ise ayrı parantez herhalde sürekli koşuyor enerjisi inanılmaz ve orta saha da ki oyunu ile bizim için fark yaratıp Ferdi'yi rahatlatıyor Ernst ile uyumu mükemmel ne zaman çıkıp ne zaman kalacakları sanki ezberlerinde ve zaman zaman ceza sahasına Scholes dalışları yapabiliyor ancak halen daha Avusturya da çektiği şutları göremedik daha fazla kendine güvenmeli .Asist'in Necip'ten gelmesi gecenin en güzeli.  Pazubandı da Sivok'a yakışıyor